Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken
kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş,
bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış,
tam trene binecek, aynı ses kulağında : -Binme bu trene, raydan
çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş,
gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken
yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine
kimse yok! Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
15 Nisan 2011
Hangi Balık
Adam, avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para
cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında, kucağında
kocaman
bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış..
"Avlanma izniniz var mı?.." diye sormuş, polis müdürü..
"Yok.." demiş adam, "Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.
Her
gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık çalıyorum dönüp
geliyor, alıp eve götürüyorum.."
"Tamamen palavra..!" demiş polis müdürü, "Balıklar bu dediğinizi
yapamaz.."
"İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim.."
"Tamam.. Görelim bakalım.."
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş,
polis müdürü adama dönüp "Evet?" demiş
"Evet ne?"
"Ne zaman geri çağıracaksın?"
"Neyi?"
"Balığı.."
"Hangi balığı?.."
cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında, kucağında
kocaman
bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış..
"Avlanma izniniz var mı?.." diye sormuş, polis müdürü..
"Yok.." demiş adam, "Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.
Her
gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık çalıyorum dönüp
geliyor, alıp eve götürüyorum.."
"Tamamen palavra..!" demiş polis müdürü, "Balıklar bu dediğinizi
yapamaz.."
"İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim.."
"Tamam.. Görelim bakalım.."
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş,
polis müdürü adama dönüp "Evet?" demiş
"Evet ne?"
"Ne zaman geri çağıracaksın?"
"Neyi?"
"Balığı.."
"Hangi balığı?.."
14 Nisan 2011
Temel ve Orkid
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Her birine, hapiste geçirecekleri günler için
bir eşya getirmelerine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve
sorar:
- Eeee sen ne getirdin ?
Diğer mahkum bir boya kutusu çıkarır ve
- Bununla her şeyi boyayabileceğim
der.
İkinci mahkum bir deste iskambil kaağıdı çıkarır.
- Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kağıt oyunu oynayabilirim.
üçüncü mahkuma merakla sorarlar:
- Sen ne getirdin ?
Adi Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek:
- Bu orkidleri getirdim
der. Diğer iki mahkumun kafası karışmıştır.
Merakla sorarlar:
- Bunlarla ne yapabilirsin ki?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
- Kutuda yazdığına göre, bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim....
bir eşya getirmelerine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve
sorar:
- Eeee sen ne getirdin ?
Diğer mahkum bir boya kutusu çıkarır ve
- Bununla her şeyi boyayabileceğim
der.
İkinci mahkum bir deste iskambil kaağıdı çıkarır.
- Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kağıt oyunu oynayabilirim.
üçüncü mahkuma merakla sorarlar:
- Sen ne getirdin ?
Adi Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek:
- Bu orkidleri getirdim
der. Diğer iki mahkumun kafası karışmıştır.
Merakla sorarlar:
- Bunlarla ne yapabilirsin ki?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
- Kutuda yazdığına göre, bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim....
Gencin Dramı
Bir genç bir gün yanında bi kızla eve gelir;
- ''Anneeee Babaaaaa işte evleneceğim kadını sizle tanıştırmaya geldim''.
Neyse aile işte konuşur, kahveler içilir. Gencin babası oğlunu bir kenara çeker ve oğluna gizli gizli bir şeyler söyler;
- ''Oğlum annen beni yatakta hiçbir zaman mutlu edemedi ben de mutluluğu başka kadınlarda aradım. İşte bu kızı tanıyorum o senin kardeşin''.
Çocuk bunu duyunca şoka girer ve yıkılır.
Neyse aradan biraz süre geçer ve tekrar bir kızla eve gelir ve yine aynı tanışma faslı...
Ve baba yine oğlunu kenara çeker o kızın da kardeşi olduğunu söyler.
çocuk artık hem bıkmış ve hayata küsmüş bir şekilde annesine gider ve bütün olayları anlatır.
Annesi'de şöyle cevap verir;
- ''Oğlum sen onun dediklerine kafanı takma, o senin gerçek baban değil''.
- ''Anneeee Babaaaaa işte evleneceğim kadını sizle tanıştırmaya geldim''.
Neyse aile işte konuşur, kahveler içilir. Gencin babası oğlunu bir kenara çeker ve oğluna gizli gizli bir şeyler söyler;
- ''Oğlum annen beni yatakta hiçbir zaman mutlu edemedi ben de mutluluğu başka kadınlarda aradım. İşte bu kızı tanıyorum o senin kardeşin''.
Çocuk bunu duyunca şoka girer ve yıkılır.
Neyse aradan biraz süre geçer ve tekrar bir kızla eve gelir ve yine aynı tanışma faslı...
Ve baba yine oğlunu kenara çeker o kızın da kardeşi olduğunu söyler.
çocuk artık hem bıkmış ve hayata küsmüş bir şekilde annesine gider ve bütün olayları anlatır.
Annesi'de şöyle cevap verir;
- ''Oğlum sen onun dediklerine kafanı takma, o senin gerçek baban değil''.
Beşiktaş
Beşiktaş ekibi maç saatine yakın stada girerler.. stada takımdan ayrı gelen Sergen, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır,
- Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor
diye sorar.
Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın,
der..
Bunun üzerine Sergen:
- Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım,
der..
Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp Kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra Beşiktaş takımı stada döner, skor; Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar..
Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
Sergen'e koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama Sergen üzgündür.
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim,
der.
- Olur mu öyle şey,
der Beşiktaş takımı,
- Sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama,
der Sergen, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim
için utanç vericiydi.
- Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor
diye sorar.
Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın,
der..
Bunun üzerine Sergen:
- Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım,
der..
Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp Kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra Beşiktaş takımı stada döner, skor; Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar..
Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
Sergen'e koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama Sergen üzgündür.
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim,
der.
- Olur mu öyle şey,
der Beşiktaş takımı,
- Sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama,
der Sergen, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim
için utanç vericiydi.
İnekler Değişik
köylü çift evlerinin balkonunda oturuyor yorgunluk gideriyorken komşunun sahibi olduğu boğa da yan bahçede otluyor.başka bir köylü boğaya ihtiyacı olan ineğini getirip *iktirirken balkonda oturan adamında canı istiyor ve karısına hanım canım istedi hadi yatağa der ve işni görüp tekrar balkona çıkar.ama bu ara boğaya bir inek daha gelmiştir.bunu gören köylü biraz sonra tekrar karısını yatağa atar ve tekrar balkona çıkar.adam işini görmüş ve arzusu geçmiştir ama boğaya gelen inekler devam etmekte boğanında itirazı bulunmamaktadır.kadında doymamış olsa gerek bu sefer kocasını o yatağa davet eder aldığı cevap yeter canım daha istemiyor olunca kadın:
-ayıp ayıp bak boğaya kaçıncıyı *ikiyor o doymadı sen ne çabuk doydun deyince adam:
-lan açtırma ağızımı boğa ile aynı şartlarda mıyız? o'nun altındaki inek her seferinde değişiyor cevabını verir ve karısını susturur.
-ayıp ayıp bak boğaya kaçıncıyı *ikiyor o doymadı sen ne çabuk doydun deyince adam:
-lan açtırma ağızımı boğa ile aynı şartlarda mıyız? o'nun altındaki inek her seferinde değişiyor cevabını verir ve karısını susturur.
Ararsa Konuşurum
Kadının birine sorarlar;
- ''Sevişirken kocanızla konuşur musunuz?''.
Kadın sırıtarak cevap verir;
- ''Ararsa neden konuşmayayım?''...
- ''Sevişirken kocanızla konuşur musunuz?''.
Kadın sırıtarak cevap verir;
- ''Ararsa neden konuşmayayım?''...
Dede
Adamın biri bara girmiş , masaya çıkarak bağırmış ; " Ey ahali ben adamın cinsel organını dah deyince kaldırır , duh deyince indiririm ". Herkes gülmüş ama adam iddialı , 18 yaşında bir çocuk bulmuşlar , adam dah demiş çocuğun aleti dimdik , duh demiş hemen inivermiş . Bu gençtir her zaman organı kalkabilir diyerek 80 yaşında bir dedeyi ileri itmişler hadi sıkıyorsa bunu kaldır demişler . Adam dah demiş , dedenin alet dimdik , dede hışımla silahını çekerek bağırmış ; " Duh diyeni yakarııııım laaaaaaaaan
Boşları Alıcam
Kadının biri kocasını 3 erkekle aldatıyormuş, hergün
kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış. Kadin yine
böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki
- "Sen yarın gelirken bir tepsi dolma
yaptırıp getir"; diğerine
- "Sen de bir büyük kap ayran getir." demiş.
Diğer adam çok fakir olduğu için ona
- "Sen de... Boşver, sen hiç bir şey getirme" demis.
Ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün
günlerden Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
- "Eyvaah" diyerek kocasının yanına gitmiş.
- "Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin?
Ben evde temizlik yapacağım" deyip kocasını zar zor da olsa
evden yollamış. Kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş.
Kadın demiş ki
- "Siz hemen gidin. Kocam buralarda!"
Tam bunu söylerken zil çalmış. Kadın -
"Eyvah" demiş, "geldi galiba!"
Adamları sağa sola saklamış ve kapıya
bakmaya gitmiş.
Kocasını karşısında görünce "Ne oldu?" diye
sormuş.
Adam da
- "Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma
yapsana, canım çok istedi" demiş.
Kadın
- "Allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!"
demiş.
Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş.
Kadının kocası şaşırmış.
- "Sen kimsin yahu?!" diye sormuş. Adam
sakin bir şekilde
- "Ben Allah tarafindan geliyorum. Karınız
dolma istedi." demiş. Ve hemen çıkıp gitmiş kadının kocası
olayın şokunu atlatamadan..
- "Yaa tamam da.." demiş bu sefer koca,
- "Bu ayransız gitmez. Sen bari bi ayran yap"
Kadın büyük bir sevinçle
- "Allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek" demiş. Ayranı getiren adam çıkıp
gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış.
- "Sen de kimsin?" demiş.
Adam da diğeri gibi
- "Ben Allah tarafindan gönderildim. Karınız ayran istedi"
diyerek çıkmış gitmiş.
Kocası hayretler içinde, kendi kendine
"Bizim karı ermiş mi oldu ki?" diye söylenmiş. Kadınla kocası yemekleri
yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken,
adam dayanamayıp çıkmış yerinden. Kadının kocası bağırmış
- "Ulan sen de kimsin?!!"
Adamın ağzından şu laflar dökülmüş:
- "Ben Allah tarafından geliyorum. Boşları
alacam.
kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış. Kadin yine
böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki
- "Sen yarın gelirken bir tepsi dolma
yaptırıp getir"; diğerine
- "Sen de bir büyük kap ayran getir." demiş.
Diğer adam çok fakir olduğu için ona
- "Sen de... Boşver, sen hiç bir şey getirme" demis.
Ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün
günlerden Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
- "Eyvaah" diyerek kocasının yanına gitmiş.
- "Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin?
Ben evde temizlik yapacağım" deyip kocasını zar zor da olsa
evden yollamış. Kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş.
Kadın demiş ki
- "Siz hemen gidin. Kocam buralarda!"
Tam bunu söylerken zil çalmış. Kadın -
"Eyvah" demiş, "geldi galiba!"
Adamları sağa sola saklamış ve kapıya
bakmaya gitmiş.
Kocasını karşısında görünce "Ne oldu?" diye
sormuş.
Adam da
- "Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma
yapsana, canım çok istedi" demiş.
Kadın
- "Allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!"
demiş.
Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş.
Kadının kocası şaşırmış.
- "Sen kimsin yahu?!" diye sormuş. Adam
sakin bir şekilde
- "Ben Allah tarafindan geliyorum. Karınız
dolma istedi." demiş. Ve hemen çıkıp gitmiş kadının kocası
olayın şokunu atlatamadan..
- "Yaa tamam da.." demiş bu sefer koca,
- "Bu ayransız gitmez. Sen bari bi ayran yap"
Kadın büyük bir sevinçle
- "Allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek" demiş. Ayranı getiren adam çıkıp
gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış.
- "Sen de kimsin?" demiş.
Adam da diğeri gibi
- "Ben Allah tarafindan gönderildim. Karınız ayran istedi"
diyerek çıkmış gitmiş.
Kocası hayretler içinde, kendi kendine
"Bizim karı ermiş mi oldu ki?" diye söylenmiş. Kadınla kocası yemekleri
yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken,
adam dayanamayıp çıkmış yerinden. Kadının kocası bağırmış
- "Ulan sen de kimsin?!!"
Adamın ağzından şu laflar dökülmüş:
- "Ben Allah tarafından geliyorum. Boşları
alacam.
12 Nisan 2011
Tiklerimiz
Bir öğretmen, öğrencilerine sormuş .
- İstem dışı hareket eden yerlerimiz nelerdir ?
Süleyman :
- Tiklerimiz hocam demiş. ( İnsandaki tikler )
Öğretmen :
- Aferin yavrum senin adın ne ?
Süleyman:
- Tüleyman hocam
- İstem dışı hareket eden yerlerimiz nelerdir ?
Süleyman :
- Tiklerimiz hocam demiş. ( İnsandaki tikler )
Öğretmen :
- Aferin yavrum senin adın ne ?
Süleyman:
- Tüleyman hocam
08 Nisan 2011
Padişah ve Kayserili
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..
Banka Soygunu
Sarışın ile esmer de, köşeyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermişler. Esmer bütün gece oturup plan yapmış.
Sabah masanın üzerine kağıtları sermiş, soygunu tüm ayrıntıları ile sarışına anlatmış:
- "İyi anladın değil mi ?" diye de sormuş. "Burası küçük bir semt bankası. Bir tek güvenlik görevlisi var. İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyeceğim."
Binmişler arabaya, gitmişler bankaya. Esmer motoru çalışır tutarak direksiyonda beklerken, sarışın bankaya girmiş.
5 dk. geçmis. 10 dk. geçmis. 15 dk. geçmis.
Esmer korkmaya baslamış. Tam gaza basıp kaçmaya karar vermişken, bankanın kapısı büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açılmış.
Önde sarışın elinde bir ip. İpin ucuna kasa baglanmış, sürükleye sürükleye arabaya koşmaya çalışıyor.
Arkasından güvenlik görevlisi "DUR" diye bağırarak ateş ediyor. Ama koşamıyor çünkü pantolonu ve iç çamaşırı dizlerinden aşağıya inmiş.
Sarışın arabaya atlamış. Esmer gaza basmış ve öfkeyle seslenmiş:
- "Bir de bana planı tam anladığını söylemiştin !.. "
- "Anladim tabii..."
- "Ben sana GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ BAĞLA, KASAYI BOŞALT demistim gerzek"
Sabah masanın üzerine kağıtları sermiş, soygunu tüm ayrıntıları ile sarışına anlatmış:
- "İyi anladın değil mi ?" diye de sormuş. "Burası küçük bir semt bankası. Bir tek güvenlik görevlisi var. İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyeceğim."
Binmişler arabaya, gitmişler bankaya. Esmer motoru çalışır tutarak direksiyonda beklerken, sarışın bankaya girmiş.
5 dk. geçmis. 10 dk. geçmis. 15 dk. geçmis.
Esmer korkmaya baslamış. Tam gaza basıp kaçmaya karar vermişken, bankanın kapısı büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açılmış.
Önde sarışın elinde bir ip. İpin ucuna kasa baglanmış, sürükleye sürükleye arabaya koşmaya çalışıyor.
Arkasından güvenlik görevlisi "DUR" diye bağırarak ateş ediyor. Ama koşamıyor çünkü pantolonu ve iç çamaşırı dizlerinden aşağıya inmiş.
Sarışın arabaya atlamış. Esmer gaza basmış ve öfkeyle seslenmiş:
- "Bir de bana planı tam anladığını söylemiştin !.. "
- "Anladim tabii..."
- "Ben sana GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ BAĞLA, KASAYI BOŞALT demistim gerzek"
Mühendis Eşek
Birgün amerikalının biri Türkiye'ye gezmeye gelmiş biyerde durmuş bide bakmış bizim köylüler ellerinde kazma kürek habire kazıyorlar
sormuş
-ne yapıyorsunuz siz böyle?
köylü:
-yol yapıyoruz demiş
amerikalı bakmış en önde birde eşşek var merak etmiş yine sormuş:
-peki o eşek neyapıyor öyle en önde?
köylü:
-o demiş buradaki yolları iyi bilir o önden yol gösteriyor biz peşine kazıyoruz
amerikalı gülmüş:
-pekii o eşek olmasaydı ne yapacaktınız? demiş
köylü biraz düşündükten sonra:
-o zaman amerikadan mühendis getirtirdik demiş
sormuş
-ne yapıyorsunuz siz böyle?
köylü:
-yol yapıyoruz demiş
amerikalı bakmış en önde birde eşşek var merak etmiş yine sormuş:
-peki o eşek neyapıyor öyle en önde?
köylü:
-o demiş buradaki yolları iyi bilir o önden yol gösteriyor biz peşine kazıyoruz
amerikalı gülmüş:
-pekii o eşek olmasaydı ne yapacaktınız? demiş
köylü biraz düşündükten sonra:
-o zaman amerikadan mühendis getirtirdik demiş
Zayıf Not
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından
kalınca doğru hocasına
gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve
beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz
mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek,
yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben
size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta
kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı
geçirteceksiniz. (Hocanın
keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?
Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz.
Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantıklı, ne de yasal."
kalınca doğru hocasına
gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve
beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz
mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek,
yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben
size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta
kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı
geçirteceksiniz. (Hocanın
keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?
Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz.
Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantıklı, ne de yasal."
Amin Evlatlarım
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alış veriş yaparken 'kahrolsun amerika'diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
Boru Suyu
Adamın biri uçağa biner ve uçak ilerledikten sonra adamın canı su ister.Ve haotestesi çağırır hostes gelir.
-Buyrun efendim ne istediniz.
Adam 1 bardak su ister hostes suyu getirmeye gider ve bakarki su bitmiş pilotun yanına gider ve durumu anlatır pilot da derki.
-Kızım sen şişeye işe götür.
Hostesde çişini yapar ve götürür adam içip
-Oooh bee.Der
ve aradan birkaç dakika sonra tekrar hostesi çağırır ve yine su ister hostes tekrar pilota giderek durumu anlatır pilot
-Bu seferde erkek işesin.
Der ve erkek bardağa çişini yapıp adama götürür adam içip 'hımm! yapar. derki
-Bu suyun tadı biraz deyişik birazdan içtiyim daha güzeldi.
Host'ta şu cevabı verir
-Tabiki amca o kuyu suyu, bu boru suyu
-Buyrun efendim ne istediniz.
Adam 1 bardak su ister hostes suyu getirmeye gider ve bakarki su bitmiş pilotun yanına gider ve durumu anlatır pilot da derki.
-Kızım sen şişeye işe götür.
Hostesde çişini yapar ve götürür adam içip
-Oooh bee.Der
ve aradan birkaç dakika sonra tekrar hostesi çağırır ve yine su ister hostes tekrar pilota giderek durumu anlatır pilot
-Bu seferde erkek işesin.
Der ve erkek bardağa çişini yapıp adama götürür adam içip 'hımm! yapar. derki
-Bu suyun tadı biraz deyişik birazdan içtiyim daha güzeldi.
Host'ta şu cevabı verir
-Tabiki amca o kuyu suyu, bu boru suyu
05 Nisan 2011
Bush'u Yakaladılar
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
- Ne var, ne olmuş acaba?
- Teröristler Bush'u yakaladılar... eğer 1 milyar dolar verilmezse üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
- Haa, şimdi anladım bu trafiği...
- Ya işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz.
- İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Yaklaşık olarak 5'er litre...
- Ne var, ne olmuş acaba?
- Teröristler Bush'u yakaladılar... eğer 1 milyar dolar verilmezse üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
- Haa, şimdi anladım bu trafiği...
- Ya işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz.
- İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Yaklaşık olarak 5'er litre...
Bush'un Pulu
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim...
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim...
Adolf Hitler ve Titanik
Hitlerin önüne üç esir getirmişler.Bir İngiliz,Bir Fransız ve bir Yahudi.Demişki size birer soru soracağım,bilen canını kurtarır.
İngilize sormuş:
-Titanik ne zaman battı?
-1912, demiş İngiliz.Hitler:
-Bırakın,demiş ve Fransıza sormuş:
-Titanik kazasında kaç kişi öldü.
-1124 kişi,demiş Fransız.Hitler :
-Bunu da bırakın,demiş ve Yahudiye dönmüş:
-Say lan ölenlerin ismini.
İngilize sormuş:
-Titanik ne zaman battı?
-1912, demiş İngiliz.Hitler:
-Bırakın,demiş ve Fransıza sormuş:
-Titanik kazasında kaç kişi öldü.
-1124 kişi,demiş Fransız.Hitler :
-Bunu da bırakın,demiş ve Yahudiye dönmüş:
-Say lan ölenlerin ismini.
Herkes Kendi Yediğinden
Bir gün İran hükümdarı Şah İsmail düşmanı olan Yavuz Sultan Selim hana bazı hediyeler yollar. Ama bu hediyeler çok değerli hediyelerdir. Halılar, altınlar, gümüşler yakutlar, deve deve yemişler ve ayrıca da sandık dolusu hediyeler.Hediyeler Yavuz'a getirilir açılır, ama o da ne! İçeriyi bir koku kaplar. Çok kötü bir koku, nedir bu diye hepsini aramaya başlar. Birde bakarlar ki, sandığın dibine insan dışkısı konulmuş.
Yavuz Sultan Selim hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını, hocalarını toplar.Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir.Fakat, yine cevabı kendisi bulur ve aynı hediyelerden kendiside hazırlatır. Vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altınada bir not yazar ve elçiyle Şah İsmail'e yollar.Şah İsmail hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt, acaba o bana ne dışkısı yolladı mı diye düşünürken, içeriyi birden lokum kokusu sarar ve de çok güzel kokmaktadır.Vezir lokumu ikram eder. Şah önce başkaları tatsın en son ben tadarım diyerek kendine göre önlem alır. Herkes lokumları yedikten sonra sıra şah İsmail'e gelir, Şah lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.
Notta şöyle yazmaktadır:
'İsmail herkes kendi yediğinden ikram eder'
YAVUZ SULTAN SELİM
Yavuz Sultan Selim hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını, hocalarını toplar.Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir.Fakat, yine cevabı kendisi bulur ve aynı hediyelerden kendiside hazırlatır. Vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altınada bir not yazar ve elçiyle Şah İsmail'e yollar.Şah İsmail hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt, acaba o bana ne dışkısı yolladı mı diye düşünürken, içeriyi birden lokum kokusu sarar ve de çok güzel kokmaktadır.Vezir lokumu ikram eder. Şah önce başkaları tatsın en son ben tadarım diyerek kendine göre önlem alır. Herkes lokumları yedikten sonra sıra şah İsmail'e gelir, Şah lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.
Notta şöyle yazmaktadır:
'İsmail herkes kendi yediğinden ikram eder'
YAVUZ SULTAN SELİM
04 Nisan 2011
Azrail
Bir gün bir adam varmış.Hep eğilen kadinlarin gotünü açıp s.k.yormuş.Artık hastalık olmuş bu. Bir gun adamın yanına azrail gelmiş.Demişki bir daha kadinlarin gotunu açıp s.k.rsen seni cehenneme yollarım demiş. Adamda tamam demis ama dayanamamis yine s.km.ş. Cehenneme gitmiş.Bu adamın birde oğlu varmiş aynı hastalıktan bundada varmıs buda eğilen bütün kadınların götünü acip s.k.yormuş. Bununda yanına bir gun azrail gelmiş bis daha yaparsan senide cehenneme gönderirim demiş.Cocukta dayanamamiş cehenneme gitmiş . Cehennemde sormuş azraile azrail abi bura neden bu kadar soğuk diye. Azrail su cevabı vermiş . Eğilipte 2 odun atamiyoruz ki hemen baban götümüzü sikiyo demiş.
03 Nisan 2011
Gülen Eşek
Deli olduğu söylenen bir padişah ferman salmış dört bir yana.
-"Eşeğimi güldürene bin altın vereceğim" diye. Ülkenin her köşesinden adaylar gelmiş uğraşmışlar, didinmişler ama bir türlü eşeği güldürmeyi başaramamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş eşeğin kulağına bir şeyler fısıldamış. Eşek başlamış kahkahalarla gülmeye. Nam-ı Kemal almış bin altını dönmüş evine. Eşek günler, haftalar hatta aylar geçtiği halde hala kahkahalarla gülmekteymiş. En sonunda padişah bir ferman daha yayınlatmış:
-"Eşeğimi ağlatana ikibin altın" diye. Yine ülkenin dört bir tarafından adaylar gelmiş ama eşeği bir türlü ağlatamamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş.
- Bizi eşekle yalnız bırakın, demiş. Ahırda geçen 1-2 dakikadan sonra eşek bağıra bağıra ağlamaya başlamış. Padişah ikibin altını verirken önce güldürmek, daha sonra ağlatmak için ne yaptığını sormuş. Cevap şöyle olmuş:
- İlk gelişimde eşeğe "Benimki seninkinden büyük" dedim, eşek gülmeye başladı. İkinci gelişimde ise çıkartıp gösterdim...
-"Eşeğimi güldürene bin altın vereceğim" diye. Ülkenin her köşesinden adaylar gelmiş uğraşmışlar, didinmişler ama bir türlü eşeği güldürmeyi başaramamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş eşeğin kulağına bir şeyler fısıldamış. Eşek başlamış kahkahalarla gülmeye. Nam-ı Kemal almış bin altını dönmüş evine. Eşek günler, haftalar hatta aylar geçtiği halde hala kahkahalarla gülmekteymiş. En sonunda padişah bir ferman daha yayınlatmış:
-"Eşeğimi ağlatana ikibin altın" diye. Yine ülkenin dört bir tarafından adaylar gelmiş ama eşeği bir türlü ağlatamamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş.
- Bizi eşekle yalnız bırakın, demiş. Ahırda geçen 1-2 dakikadan sonra eşek bağıra bağıra ağlamaya başlamış. Padişah ikibin altını verirken önce güldürmek, daha sonra ağlatmak için ne yaptığını sormuş. Cevap şöyle olmuş:
- İlk gelişimde eşeğe "Benimki seninkinden büyük" dedim, eşek gülmeye başladı. İkinci gelişimde ise çıkartıp gösterdim...
Sarhoş Kadınlar
İki evli kadın bir akşam kocalarını evde bırakıp kadın kadına eglenmek için bir bara gitmişler ama içkinin dozunu fazla kaçırmışlar ve dışarı yalpalayarak çıkmışlar. İkisinin de fena halde çişi varmış ama ortada tuvalet hesabına hiçbirşey yokmuş. Yanlız biraz ileride mezarlık varmış ve iki arkadaş tek çare olarak oraya gitmişler. İkiside karanlıkta işlerini görmüşler ama temizlenmek için tabii orada tuvalet kagıdı vs yokmuş. Kadınlardan birisi sarhoş kafayla külodunu çıkarıp tuvalet kagıdı niyetine kullanmış sonra da orda biyere atmış. Diger kadın ise ''ben külodumu çıkartmam'' demiş. Mezarlıktaki çelenklerden birinin üzerindeki kagıdı almış o da onunla temizlenmiş, sonra iki kadın birlikte eve dönmüşler.
Ertesi sabah kadınlardan birinin kocası ötekinin kocasına telefon eder:
-''Baksana sana ne diyecegim, seninkiyle benimki dün gece birileriyle fingirdeştiler galiba...
benimki eve sarhoş geldi üstelik külotsuzdu''
-''Oooo senin ki gene iyi, benimki kapıdan içeri girdiginde poposundan seni asla unutmayacagız yazılı bir kagıt sarkıyordu...
Ertesi sabah kadınlardan birinin kocası ötekinin kocasına telefon eder:
-''Baksana sana ne diyecegim, seninkiyle benimki dün gece birileriyle fingirdeştiler galiba...
benimki eve sarhoş geldi üstelik külotsuzdu''
-''Oooo senin ki gene iyi, benimki kapıdan içeri girdiginde poposundan seni asla unutmayacagız yazılı bir kagıt sarkıyordu...
Uçak Yolculuğu
Bir gün bi uçakta çeşitli ülkelerden işadamları Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış.Rus her konuşmasında Rus KGB sinin çok iyi çalıştığını herşeyden haberdar olduğunu çok iyi ajanlarının olduğunu anlatarak yolculuğu iyice sıkmış.Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz.
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz.
Medeniyet
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
Tecrübeli Doktor
Doktor uzun sure çalıştığı koyden tayin istemiş ve de tayini çıkmış. Bunu duyan koylünün birisi harekete geçmiş. Çünkü doktor çok çapkın ve istediği herkesle beraber oluyormuş. Köylu bunu fırsat bilerek doktora gider ve doktordan bu işin sırrını ister..
Doktor da eğer eğilen bir kadın görürsen git ona arkadan sarıl,hiç bir kadın buna hayır diyemez. Sonrada işini görursün. Taktiği alan koylu koyde dolaşmaya başlar, ama eğilmiş kadın bulamaz. Evinin yolunu tutar.
Evin bahçesine geldiğinde karısının bahçede eğilip çalıştığını görür ve de aklına taktik gelir. Usulca eşinin kalçalarına yapışır. Eşi arkasına bakmadan : Doktor bey, sen daha gitmedin mi!
Doktor da eğer eğilen bir kadın görürsen git ona arkadan sarıl,hiç bir kadın buna hayır diyemez. Sonrada işini görursün. Taktiği alan koylu koyde dolaşmaya başlar, ama eğilmiş kadın bulamaz. Evinin yolunu tutar.
Evin bahçesine geldiğinde karısının bahçede eğilip çalıştığını görür ve de aklına taktik gelir. Usulca eşinin kalçalarına yapışır. Eşi arkasına bakmadan : Doktor bey, sen daha gitmedin mi!
02 Nisan 2011
Düşük Olursa
Bir gün bir kız annesine uzun zamandır regl olmadığını söylemiş bunun üzerine annesine kızın hamile olduğundan şüphelenmiş ve test yapmışlar sonuçta kız hamile çıkmış anne sinirli bir şekilde kimden peydahladıysan çağır onu demiş aynı zamanda kızın babasınıda eve çağırmış bu üçü evde beklerken kapıya son model kırmızı bir ferrari gelmiş ve içinden uzun boylu orta yaşlarda yakışıklı bir adam inmiş eve girmiş baba sinirli bir şekilde adama bakarken adam lafa başlamış va demiş ki şu anki medeni durumumdan dolayı kızınızla evlenemem bunun üzerine baba iyice sinirlenmiş ama adam baba lafa girmeden devam etmiş : ama çocuk erkek olursa babanın hesabına bir miyon dolar anneye bir villa , çocuk kız olursa babaya gene bir milyon dolar anneye bir araba , eğer ikiz olursa ham anneye hem babaya bir milyon dolar , şayet düşük olursa diye söze tam devam edicekken baba araya girmiş adamın sırtını sıvazlamış ve demiş ki düşük olursa bi daha mikersin yavrum
Papağan ve Kadın
Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"
Gargara
Kilisede günah çıkarma ayini vardır. Ve günahları için tanrıdan af dilemektedirler. Birinci sırada bir genç kız gelir ve;
- ''aziz peder ben dün arkadaşımın şeyini sag elime aldım'' der.
Peder;
- ''merak etme kızım elini suya batır hiç bir günah kalmaz '' der.
İkinci sırada yine bir genç kız vardır;
- ''Peder efendi bende arkadaşımın şeyini sol elime aldım'' der.
Peder;
- ''Sende elini şu kutsal suya batır'' der.
Tam bu sırada üçüncü ile dördüncü sırada yer alan iki genç kız kavga eder ve dördüncü sırada yer alan genç kız öne can havliyle atlayarak;
- ''Peder efendi, öndeki arkadaş dötünü suya batırmadan ben bir gargara yapayım''....
- ''aziz peder ben dün arkadaşımın şeyini sag elime aldım'' der.
Peder;
- ''merak etme kızım elini suya batır hiç bir günah kalmaz '' der.
İkinci sırada yine bir genç kız vardır;
- ''Peder efendi bende arkadaşımın şeyini sol elime aldım'' der.
Peder;
- ''Sende elini şu kutsal suya batır'' der.
Tam bu sırada üçüncü ile dördüncü sırada yer alan iki genç kız kavga eder ve dördüncü sırada yer alan genç kız öne can havliyle atlayarak;
- ''Peder efendi, öndeki arkadaş dötünü suya batırmadan ben bir gargara yapayım''....
İp Bitti
Pek saf olan genç kiz yanliz olarak tren ile yolculuk yaparken , oturdugu koltugun karsisina , bitirim ve uyanik bir genç oturur.
Selam faslindan sonra ;
-"Dikkat ettimde sayin bayan , otururken sürekli ayak ayak üstüne atip ellerinide dizlerinde tutuyorsun. Bir sebebimi var acaba..." der..
Genç kiz,
-"Benim bacaklarimin arasinda bir kesik var. Ayaklarimi açarsam belki bu yirtilip , canim aciyabilir deyince..."
-"Neden üzülüyorsun bende ignesi var. gel hemen dikelim de iyilessin" der ve hemen o tren odasinda kizin isini bitirir.
Fakat bir ,iki derken kizin çok hosuna gider.
-"Hadi bir daha dik"
-"Hadi bir daha dik"
Delikanli kan ter içinde , artik yorgunluktan bitap halde,
-"Ip bitti artik dikemem!" deyince,
kiz gözlerini yumurtalara dikip,
-"Vallahi inanmam , bak orada iki yumak daha ip var.."
Selam faslindan sonra ;
-"Dikkat ettimde sayin bayan , otururken sürekli ayak ayak üstüne atip ellerinide dizlerinde tutuyorsun. Bir sebebimi var acaba..." der..
Genç kiz,
-"Benim bacaklarimin arasinda bir kesik var. Ayaklarimi açarsam belki bu yirtilip , canim aciyabilir deyince..."
-"Neden üzülüyorsun bende ignesi var. gel hemen dikelim de iyilessin" der ve hemen o tren odasinda kizin isini bitirir.
Fakat bir ,iki derken kizin çok hosuna gider.
-"Hadi bir daha dik"
-"Hadi bir daha dik"
Delikanli kan ter içinde , artik yorgunluktan bitap halde,
-"Ip bitti artik dikemem!" deyince,
kiz gözlerini yumurtalara dikip,
-"Vallahi inanmam , bak orada iki yumak daha ip var.."
Yaşlılık Hali
Yaşlı adam zengindir ve çalışmaktan yorgun düşmüştür.
ömrünün geri kalan kısmını dünyayı gezerek geçirmeye karar verir ve seyahte çıkar.
okyanusta bir adada lüks bir otele gelir ama resepsiyonda kendisine '' burası çıplaklar kampıdır ve herkes kurallara uymak zorundadır'' derler.
değişiklik olsun diyerek kabul eder.
odasında soyunup havuz başına iner.şezlonga uzanırken havuzdan sarışın bir afetin çıktığını görünce ihtiyarın malı dimdik olur.
sarışın bunu görür ve
''buranın kuralı, beni nemen becereceksin burada'' der.
eh madem kural tamam der ve sarışını anında becerir.
işi bitince içkisinden bir yudum alır ve gerilerek şezlonga uzanırken ''zarrrt'' diye osurur.
yanında yatan zebellah gibi bir zenci hemen doğrulur ve
!!burada kuraldır, ossuranı düzeriz!!der
ve ihtiyarın tüm çabalarına rağmen zenci oracıkta ihtiyarı düzer.
ihtiyar koşarak resepsiyona gelir ve
''hesabı kesin ben gidiyorum'' der
memur ''ne oldu daha yeni geldiniz ''diyince ihtiyar;
''evladım benimki ayda 1 kez ya kalkar ya kalkmaz ,ama ben günde en az on kere ossururum'' kes hesabı kes
ömrünün geri kalan kısmını dünyayı gezerek geçirmeye karar verir ve seyahte çıkar.
okyanusta bir adada lüks bir otele gelir ama resepsiyonda kendisine '' burası çıplaklar kampıdır ve herkes kurallara uymak zorundadır'' derler.
değişiklik olsun diyerek kabul eder.
odasında soyunup havuz başına iner.şezlonga uzanırken havuzdan sarışın bir afetin çıktığını görünce ihtiyarın malı dimdik olur.
sarışın bunu görür ve
''buranın kuralı, beni nemen becereceksin burada'' der.
eh madem kural tamam der ve sarışını anında becerir.
işi bitince içkisinden bir yudum alır ve gerilerek şezlonga uzanırken ''zarrrt'' diye osurur.
yanında yatan zebellah gibi bir zenci hemen doğrulur ve
!!burada kuraldır, ossuranı düzeriz!!der
ve ihtiyarın tüm çabalarına rağmen zenci oracıkta ihtiyarı düzer.
ihtiyar koşarak resepsiyona gelir ve
''hesabı kesin ben gidiyorum'' der
memur ''ne oldu daha yeni geldiniz ''diyince ihtiyar;
''evladım benimki ayda 1 kez ya kalkar ya kalkmaz ,ama ben günde en az on kere ossururum'' kes hesabı kes
Bunak
Adamın biri evlenmeye karar vermiş ama yaşı 75. Kız'da 22.
Çocukları, torunları evlenmesin diye adamı ikna etmeye çalışmışlar;
- ''Babacım bak yaşın ilerledi. Kalbin dayanmaz'' demiş.
Ama adamı ikna ne mümkün. Kimseyi dinlememiş. Kızla evlenmişler. Gerdek gecesi olmuş, sabah olmuş, derken saat öğleni bulmuş, yeni evlilerden hala ses seda çıkmıyormuş.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra kapı açılmış ve kız bitkin bir vaziyette dışarıya çıkmış.
Yaşlı adamın oğlu hemen koşmuş ve endişe ile sormuş;
- ''Neler oldu? Babam iyi mi?''
Kız;
- ''Evet çok iyi idi" demiş. "Ben yoruldum da. biraz mola verdik''... diye ilave etmiş.
Çocuk;
- ''Allah Allah! 75 yaşında bir adam, nasıl oluyor da bu kadar aktif olabiliyor?''
Kız;
- ''Yok canım Aktif değil, adam bunak yapıyor unutuyor, yapıyor unutuyor!''
Çocukları, torunları evlenmesin diye adamı ikna etmeye çalışmışlar;
- ''Babacım bak yaşın ilerledi. Kalbin dayanmaz'' demiş.
Ama adamı ikna ne mümkün. Kimseyi dinlememiş. Kızla evlenmişler. Gerdek gecesi olmuş, sabah olmuş, derken saat öğleni bulmuş, yeni evlilerden hala ses seda çıkmıyormuş.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra kapı açılmış ve kız bitkin bir vaziyette dışarıya çıkmış.
Yaşlı adamın oğlu hemen koşmuş ve endişe ile sormuş;
- ''Neler oldu? Babam iyi mi?''
Kız;
- ''Evet çok iyi idi" demiş. "Ben yoruldum da. biraz mola verdik''... diye ilave etmiş.
Çocuk;
- ''Allah Allah! 75 yaşında bir adam, nasıl oluyor da bu kadar aktif olabiliyor?''
Kız;
- ''Yok canım Aktif değil, adam bunak yapıyor unutuyor, yapıyor unutuyor!''
Tek Kurşun
Iki arkadas pazar günü golf oynarlar. Bir pazar yine golf oynamaya hazirlanirken, biri de, onlara katilmak istedigini söyler. Elemanlar birbirine baktiktan sonra adamin teklifini kabul ederler. Oyun ilerler ve elemanlar, adama ne is yapyigini sorarlar. Adam:
-Ögrenmek istemezsiniz. Ben tetikçiyim. Tüfegim golf çantasinda ve nereye gitsem onu yanimda tasirim. Istersen bir göz at.
Biraz beklemeden sonra biri cesaretini toplayip çantaya bakar. Gerçekten de orada, büyük bir dürbünü olan tüfek vardir. Eleman heyecanlanir ve "Vaaay! Suna bak. Eminim ki, buradan, bu dürbünle bizim evi görebilirim" der. Bir iki saniye baktiktan sonra "Evet görebiliyorum! Hatta pencereden yatak odasini bile görebiliyorum. Iste karim... Dur bir dakika, çiplak! Yaninda da kapi komsum var, o da çiplak!!!" der ve düsünmeden tetikçiye dönüp "Bir atis için kaç para istiyorsun?" diye sorar. Tetikçi
-Her tetigi çekisim 500 milyon.
-500 milyon!!! Çok para. Ama tamam. Senden iki atis yapmani istiyorum. Birincisi karimin agzina, ikincisi ise, komsumun penisine... Güzel bir ders alsin!
Tetikçi kabul eder. Tüfegi kaldirip evi nisanlar ve beklemeye baslar. 5 dakikalik bir beklemeden sonra, eleman(golfçü)dayanamayip neden ates etmedigini sorar. Tetikçi, "Biraz daha bekle. Isi tek kursunda halletmek üzeriyim" der...
-Ögrenmek istemezsiniz. Ben tetikçiyim. Tüfegim golf çantasinda ve nereye gitsem onu yanimda tasirim. Istersen bir göz at.
Biraz beklemeden sonra biri cesaretini toplayip çantaya bakar. Gerçekten de orada, büyük bir dürbünü olan tüfek vardir. Eleman heyecanlanir ve "Vaaay! Suna bak. Eminim ki, buradan, bu dürbünle bizim evi görebilirim" der. Bir iki saniye baktiktan sonra "Evet görebiliyorum! Hatta pencereden yatak odasini bile görebiliyorum. Iste karim... Dur bir dakika, çiplak! Yaninda da kapi komsum var, o da çiplak!!!" der ve düsünmeden tetikçiye dönüp "Bir atis için kaç para istiyorsun?" diye sorar. Tetikçi
-Her tetigi çekisim 500 milyon.
-500 milyon!!! Çok para. Ama tamam. Senden iki atis yapmani istiyorum. Birincisi karimin agzina, ikincisi ise, komsumun penisine... Güzel bir ders alsin!
Tetikçi kabul eder. Tüfegi kaldirip evi nisanlar ve beklemeye baslar. 5 dakikalik bir beklemeden sonra, eleman(golfçü)dayanamayip neden ates etmedigini sorar. Tetikçi, "Biraz daha bekle. Isi tek kursunda halletmek üzeriyim" der...
Taksici
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...
Aynen Böyle Bir Şey Arıyorum
Adamin biri iş ariyormus. Çalişmak istedigi firma ile goruşmeye girmis. Sorular... sınavlar... adam berbat,hiç bir iste çalismasi mumkun degil. Ama torpili yuzunden bir oneri getirmeleri de sart!!!
'Marketing dusunur musunuz?' diye sormuslar.
'Nee?!!' demiş adam, 'daha iyi bir şey yok mu?!'
'Peki, satiş sorumlusu olur musunuz?'
'Olmaz' demis, 'daha nitelikli bir şey isterim.'
'Finans isleriyle ilgilenseniz? '
'Yok daha neler, hayatta yapmam; daha iyi bir şey, daha iyi birsey!!!' diye sizlanmis bu sefer.
'Peki o zaman' demişler. 'size icinde hem seyahat hem seks olan bir sey onerelim.'
'Hah!'diye bagirmis adam 'aynen boyle birsey ariyorum.
Nedir o?'
'Sittir git.'
'Marketing dusunur musunuz?' diye sormuslar.
'Nee?!!' demiş adam, 'daha iyi bir şey yok mu?!'
'Peki, satiş sorumlusu olur musunuz?'
'Olmaz' demis, 'daha nitelikli bir şey isterim.'
'Finans isleriyle ilgilenseniz? '
'Yok daha neler, hayatta yapmam; daha iyi bir şey, daha iyi birsey!!!' diye sizlanmis bu sefer.
'Peki o zaman' demişler. 'size icinde hem seyahat hem seks olan bir sey onerelim.'
'Hah!'diye bagirmis adam 'aynen boyle birsey ariyorum.
Nedir o?'
'Sittir git.'
Gözlük
Temel Uzak Doğu'ya gider. 250 $ verip bakınca insanları çıplak gösteren gözlüklerden alır. Takar bakar çıplak, çıkarır bakar giyinik. Çok hoşuna gider. İkide bir takıp, çıkarır. Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadime'yle sütçü çıplak. Gözlüğü çıkarır bakar çıplak.
Takar bakar çıplak müthiş canı sıkılır ve Fadime'ye der'ki;
- ''Ula Fadime 250 $ verdim hemen bozuldu'' der...
Takar bakar çıplak müthiş canı sıkılır ve Fadime'ye der'ki;
- ''Ula Fadime 250 $ verdim hemen bozuldu'' der...
Acele Etme
Kaptan pilot uçagi kaldirmis, Amerikaya uçuyorlarmis. Yolculara gereken anonsu yapmis ve fikra o ya, anonsu kapatmayi unutmus.
Uçagi otomatik pilota baglamis ve sööle gerindikten sonra kendi kendine konusmaya baslamis.
-"Oohhhh bee, gidip sööle güzel bi siçayim, sonra da hostesi güsseellll bikeyim demis."
Tabi bütün yolcular duymus. Hostes durumu kurtarmak, pilota haber vermek için tam kosacakmis ki, birinin valizine takilip düsmüs.
Adamin biri hostesi yerden kaldirirken
-"Acele etme bacim herif önce siçacak" demis..
Uçagi otomatik pilota baglamis ve sööle gerindikten sonra kendi kendine konusmaya baslamis.
-"Oohhhh bee, gidip sööle güzel bi siçayim, sonra da hostesi güsseellll bikeyim demis."
Tabi bütün yolcular duymus. Hostes durumu kurtarmak, pilota haber vermek için tam kosacakmis ki, birinin valizine takilip düsmüs.
Adamin biri hostesi yerden kaldirirken
-"Acele etme bacim herif önce siçacak" demis..
Gayboldim
-Bir TV kanalı Güney Doğu illerine belgesel
çekmeye gitmiş. İşte köy köy
dolaşacaklar, ahalinin halini, günlük yaşamını anlatacaklar.
-Bir köyde yaşlı bir amca bulmuşlar, sohbeti
kuvvetli. "Amc demişler''
-Sen bize en mutlu günlerinden birini
anlat, biz de kaydedelim. Âlem
görsün ne mutlu günleriniz var!"
Amca başlamış;
-Bi gün Hamdo'nun eşegi
gayboldi. Daga gittik, eşegi
aradık,aradık. Eşegi bulduk, çok sevindik. O
sevinçle hepimiz eşegi
s ...."
-Yönetmen bir panik atlamış,
-Kes, kes, kaydı kes!"
Amcaya dönmüş
-Aman amca ne yapıyorsun? Hiç öyle hikâye olur
mu? Eşekli filan. Sen bize başka mutlu bir hikâyeni anlat"
Amca başlamış;
-Bi gün Memo'nun garisi gaybodi.
Daga gittik, gariyi aradık.
Gariyi bulduk, çok sevindik. O sevinçle
hepimiz..."
-Aman aman Amca, anlaşıldı! Sen boşver mutlu
hikâyeleri, sen en iyisi bize
En üzüldüğün hikâyeyi anlat!"
-Bi gün daga gittim gayboldim!
çekmeye gitmiş. İşte köy köy
dolaşacaklar, ahalinin halini, günlük yaşamını anlatacaklar.
-Bir köyde yaşlı bir amca bulmuşlar, sohbeti
kuvvetli. "Amc demişler''
-Sen bize en mutlu günlerinden birini
anlat, biz de kaydedelim. Âlem
görsün ne mutlu günleriniz var!"
Amca başlamış;
-Bi gün Hamdo'nun eşegi
gayboldi. Daga gittik, eşegi
aradık,aradık. Eşegi bulduk, çok sevindik. O
sevinçle hepimiz eşegi
s ...."
-Yönetmen bir panik atlamış,
-Kes, kes, kaydı kes!"
Amcaya dönmüş
-Aman amca ne yapıyorsun? Hiç öyle hikâye olur
mu? Eşekli filan. Sen bize başka mutlu bir hikâyeni anlat"
Amca başlamış;
-Bi gün Memo'nun garisi gaybodi.
Daga gittik, gariyi aradık.
Gariyi bulduk, çok sevindik. O sevinçle
hepimiz..."
-Aman aman Amca, anlaşıldı! Sen boşver mutlu
hikâyeleri, sen en iyisi bize
En üzüldüğün hikâyeyi anlat!"
-Bi gün daga gittim gayboldim!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)